21 ŞUBAT DÜNYA ANADİL GÜNÜ TÜM DİLLERE ÖZGÜRLÜK GÜNÜ OLSUN
Tarih: 21.02.2025 | Okunma Sayısı:
58
Anadili bireyin annesinde doğduğunda herhangi bir dışsal öğrenme çabasına girmeden içine doğduğu topluluğun günlük yaşamında kullandığı, sosyalleştiği, sanat ve kültürel değerlerini yaşadığı sosyal ortamdan doğalında öğrenilen dildir. Bu yönüyle anadil hakkı hem bireysel bir hak, hem de ait olunan topluluğun kolektif hakları kapsamındadır.
Bugün dünya üzerinde 7 bin civarında anadilin konuşulduğu ve bunların 2500 tanesinin yok olma ile karşı karşıya olduğu bilinmektedir. Bu tehlikeye dikkat çekmeye çalışan UNESCO 17 Kasım 1999 tarihinde Bengali Dili Hareketi için Bangladeş polisi ile çatışan Bangladeşli üniversite öğrencilerinin öldürülmesinin yıl dönümü vesilesiyle 21 Şubat’ı Uluslararası Anadili Günü olarak ilan etmiş ve 2000 yılından bu yana da dünyada kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.
Anadili bireylerin mensup oldukları topluluklar içerisinde veya bir Devlet yönetimi altında kendilerini en iyi ifade ettikleri, sosyalleştikleri ve kültürel varlıklarını bu yol ile sürdürdükleri dildir. Devletleşmemiş halkların özellikle Anadilinde eğitim hakkından mahrum bırakılması kendilerini geliştirecek birçok olanaktan yoksun bırakılmaları anlamına gelmektedir. Bu nedenle Anadilde eğitim hakkı, talep eden bütün halklar için en meşru hak talebidir. Ayrıca, yapılan bütün araştırmalar anadilinde eğitim gören çocukların pedagojik olarak daha başarılı olduklarını ortaya koymaktadır. Dünya üzerinde yok olan, tehlike altında olan ve konuşulan tüm diller insanlık tarihinin ortak değeridir.
Dilsel ve kültürel çoğulculuk ile toplumların barış içinde bir arada ve özgürce yaşamaları sağlanabilecektir. Türkiye’de çok sayıda dil olmasına rağmen, Türkçe dışındaki bazı diller 2012 yılında çıkarılan seçmeli dersler genelgesi kapsamında 5’inci sınıftan başlamak üzere seçmeli ders olarak okutulabilmektedir. Bir çocuğun ilkokul 5’inci sınıfa kadar ailesinden öğrendiği dilden kopması ve resmi dil öğrenerek bilme, sanatı, kültürü ve kendisini ifade etme alanlarında çocuk haklarının ihlali ile de sonuçlanmaktadır. Anadilin en iyi öğrenildiği ve kavrandığı yer ailesinden öğrendiği çevredir. Farklı Dil ve Lehçelerin seçmeli ders olarak okutulması yeterince bir hak olmasını yanında bu hak kullanımında ciddi eksiklikler mevcuttur. Yeterince öğretmen atamasının olmaması, bir sınıfta en az 10 öğrenci olması zorunluluğu, ders içeriklerinin yetersiz ve dar olması, ders kitaplarının eksikliği, çocukların kendi dillerinde ders dinleme ve kendilerini gelişim gibi zorluklar nedeniyle bu hak bile kullanılamamaktadır. Ayrıca pedagojik anlamda çocukların ana dilinde eğitim taleplerine gerekli ciddiyet eksik olmaktadır.
Türkiye’nin çözüm bekleyen en temel sorunlarından olan Kürt Meselesinin çözümü ve toplumsal barışın sağlanmasında Anadilde Eğitim hakkının tanınması ve Kürt Dili ile lehçelerinin kullanımın önündeki engellerin kaldırılması önemli bir adım olacaktır. Türkiye’nin Kürt Diline yönelik olarak; TRT Kürdî’nin yayın hayatına başlaması, bazı üniversitelerde Kürdoloji bölümünün açılması ve Seçmeli Dersler gibi düzenlemeler önemli adımlar olmakla birlikte Anadil ile ilgili hak taleplerini karşılayacak düzeyde değildir. Yaşamın her alanında Kürtçenin kullanımı konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Kürt Meselesinin çözümüne yönelik son dönemlerde yapılan görüşmeler ve gelişmeler toplumda beklentilere yol açmakta; bu beklentilerin en önemlisi ise Anadilde Eğitim Hakkının tanınması meselesidir. Türkiye, Kürt meselesinin çözümüne yönelik sorumlu bir davranış sergileyerek başta Anadilde Eğitim hakkı olmak üzere; diller üzerindeki yasakçı anlayışa son vermelidir. Ayrıca başta BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 17,29 ve 30 uncu maddelerinde koyduğu çekince olmak üzere taraf olduğu evrensel insan hakları belgelerinde farklı dil, kültür ve inanç değerlerinin öğretilmesi ve yaşatılmasına olanak veren maddelerdeki çekinceleri kaldırmalıdır. Eğitim alanında eşit ve özgürlükçü bir ortamın her çocuk için sağlanabilmesi için BM-UNESCO “Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşmesine” taraf olunarak gereği yerine getirilmelidir. Bu vesileyle Dünya Anadil Gününü kutluyor, her bireyin en doğal hakkı olan kendi anadili ile eğitim alması ve dünya ile iletişim kurması hakkının ivedilikle hayata geçirilmesini temenni ediyoruz.